PİRİ
REİS HAYATI
Karamanlı
bir ailenin çocuğu olan Ahmet Muhyiddin Pîrî'nin ailesi Fatih Sultan Mehmed devrinde padişahın emri ile
Karaman İstanbul'a
göç ettirilen ailelerdendir.
Aile bir süre İstanbul'da
yaşamış, sonra Gelibolu'ya göç etmiştir. Pîrî Reis'in babası
Karamanlı Hacı Mehmet, amcası ise ünlü denizci Kemal Reis'tir.
Pîrî denizciliğe amcası Kemal Reis'in
yanında başladı; 1487-1493 yılları arasında birlikte Akdeniz'de korsanlık
yaptılar; Sicilya,
Korsika,
Sardunya
ve Fransa
kıyılarına yapılan akınlara katıldılar. 1486'da Endülüs'te
Müslümanların hakimiyetindeki son şehir olan Gırnata'da
katliama uğrayan Müslümanlar Osmanlı Devleti'nden yardım isteyince o yıllarda
deniz aşırı sefere çıkacak donanması bulunmayan Osmanlı Devleti, Kemal Reis'i
Osmanlı Bayrağı altında İspanya'ya gönderdi. Bu sefere katılan Pîrî Reis, amcası ile
birlikte Müslümanları İspanya'dan Kuzey Afrika'ya taşıdı.
Venedik üzerine sefer hazırlığına girişen II. Beyazid'in
Akdeniz'de korsanlık yapan denizcileri Osmanlı donanmasına katılmaya çağırması
üzerine 1494'te amcası ile birlikte İstanbul'da
padişahın huzuruna çıktı ve birlikte donanmanın resmi hizmetine girdiler.
Pîrî Reis, Osmanlı Donanması'nın Venedik Donanması'na karşı
sağlamaya çalıştığı deniz kontrolü mücadelesinde Osmanlı donanmasında gemi
komutanı olarak yer aldı, böylece ilk kez savaş kaptanı oldu. Yaptığı başarılı
savaşların sonucunda Venedikliler barış istediler ve iki devlet arasında bir
barış anlaşması yapıldı. Pîrî Reis, 1495-1510 yıllarında İnebahtı, Moton, Koron, Navarin,
Midilli, Rodos gibi deniz seferlerinde görev aldı. Akdeniz'de
yaptığı seyirler sırasında gördüğü yerleri ve yaşadığı olayları, daha sonra
Kitab-ı Bahriye adıyla dünya denizciliğinin de ilk kılavuz kitabı olma
özelliğini taşıyacak olan kitabının taslağı olarak kaydetti.
Pîrî Reis, 1511'de amcasının bir deniz kazasında ölümünden sonra
Gelibolu'ya yerleşti. Barbaros Kardeşler'in idaresi altındaki donanmada halaoğlu
Muhiddin Reis ile Akdeniz'de bazı seferlere çıktıysa da daha çok Gelibolu'da
kalıp haritaları ve kitabı üzerinde çalıştı. Bu haritalardan ve kendi
gözlemlerinden yararlanarak 1513 tarihli ilk dünya haritasını çizdi. Atlas Okyanusu,
İber Yarımadası, Afrika'nın
batısı ile yenidünya Amerika'nın
doğu kıyılarını kapsayan üçte birlik parça, bu haritanın günümüzde elde bulunan
bölümüdür. Bu haritayı dünya ölçeğinde önemli kılan, günümüze kalmamış olan, Kristof Kolomb'un
Amerika haritasındaki bilgileri içeriyor olması rivayetidir.
Barbaros Kardeşler,
1515 yılında dünyanın en büyük deniz güçlerinden birisini oluşturmuş ve Kuzey
Afrika'da fetihler yapmışlardı. Pîrî Reis, Oruç Reis'in kaptanlarından birisi
olarak hediye sunmak üzere yardımını bekledikleri Yavuz Sultan Selim'e gönderildiğinde Yavuz'un
yardım olarak verdiği iki savaş gemisi ile geri döndü. Pîrî Reis, 1516-1517
yıllarında İstanbul'a
geldiğinde tekrar Osmanlı donanmasının hizmetine girdi; Derya Beyi (Deniz
Albayı) rütbesini aldı ve Mısır
seferine gemi komutanı olarak katıldı. Donanmanın bir kısmı ile Kahire'ye geçip Nil
ırmağını çizme fırsatı buldu.
Pîrî Reis, İskenderiye'nin ele geçirilmesinde gösterdiği başarılar ile
padişahın övgüsünü kazandı ve sefer sırasında haritasını padişaha sundu.
Günümüzde bu haritanın bir parçası mevcuttur, diğer parçası kayıptır. Bazı
tarihçilere göre, Osmanlı padişahı dünya haritasına bakmış ve "Dünya ne
kadar küçük..." demiştir. Sonra da, haritayı ikiye bölmüş ve "biz
doğu tarafını elimizde tutacağız.." demiştir.. Padişah, daha sonra
1929'da bulunacak olan diğer yarıyı atmıştır. Bazı kaynaklarca, günümüzde
bulunamamış olan doğu yarısını, Hint Okyanusu'nun
ve onun Baharat yolunun kontrolünü ele geçirmek için Padişahın yapacağı olası
bir sefer için kullanmak istediği bile iddia edilmektedir.
Pîrî Reis seferden sonra, tuttuğu notlardan Bahriye için bir kitap
yapmak amacıyla Gelibolu'ya döndü. Derlediği denizcilik notlarını bir
Denizcilik Kitabı (Seyir Kılavuzu) olan Kitab-ı Bahriye'de bir araya getirdi.
Kanuni Sultan Süleyman'ın dönemi, büyük fetihler dönemiydi. Pîrî
Reis, 1523'deki Rodos
seferi sırasında da Osmanlı Donanması'na katıldı. 1524'de Mısır seyrinde
kılavuzluğunu yaptığı sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa'nın takdiri ve
desteğini kazanınca, 1525'da gözden geçirdiği Kitab-ı Bahriye'sini İbrahim Paşa
aracılığıyla Kanuni'ye sundu.
Pîrî Reis'in 1526'ya kadar olan yaşamı
Kitab-ı Bahriye'den izlenebilir. Pîrî Reis, 1528'de, ilkinden daha içerikli ikinci dünya haritasını çizdi.
1533 yılında Barbaros Hayrettin Paşa kaptan-ı derya olunca
Pîrî Reis de Derya Sancak Beyi (Tümamiral) ünvanı alan Pîrî Reis, sonraki
yıllarda, güney sularında devlet için çalıştı. Barbaros'un 1546'da ölümünün
ardından Mısır Kaptanlığı (Hint Denizleri Kaptanlığı da denilirdi) yaptı, Umman Denizi,
Kızıl Deniz
ve Basra Körfezi'ndeki deniz görevlerinde yaşlandı. Osmanlı
donanmasında yaptığı son görev idamıyla sonuçlanan Mısır Kaptanlığı oldu.
Mısır Kaptanı Pîrî Reis 1552'de
Umman ve Basra üzerine 30 gemiyle çıktığı seferde, Hürmüz
Kalesi'ni kuşatmıştı. Portekizlilerden
aldığı haraç karşılığı kuşatmayı kaldırdı ve donanmasıyla Basra'ya döndü. Tamire muhtaç donanmayı
orada bırakıp ganimet yüklü üç gemi ile Mısır'a döndü,
gemilerden birisi yolda battı. Donanmayı Basra'da bırakması kusur sayıldığı
için Mısır'da hapsedildi. Basra valisi Kubat Paşa'ya ganimetten istediği haracı
vermemesi, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa'nın politik hırsı yüzünden hakkında
padişaha olumsuz rapor verildi ve dönemin padişahı Kanuni Sultan Süleyman'ın fermanı üzerine 1554'te boynu vurularak
idam edildi. İdam edildiğinde 80 yaşının üzerinde olan Pîrî Reis'in terekesine
devletçe el konuldu.
Kitab-ı Bahriye,
Osmanlı amirali Piri Reis'in hazırladığı Akdeniz
kıyılarına ait ayrıntılı bir harita-kılavuzdur. Kitap, denizcilere Akdeniz
kıyıları, adaları, geçitleri, boğazları, körfezleri, fırtına halinde nereye
sığınılacağı, limanlara nasıl yaklaşılacağı hakkında bilgiler, ayrıca limanlar
arasında gitmek için kesin rotalar verir.
Kitab-ı Bahriye'nin iki sürümü vardır. Birincisi 1521 tarihlidir ve
denizcilerin kullanımı için yapılmıştır. İkincisi 1526'da Kanuni Sultan Süleyman için hazırlanmış daha
ayrıntılı ve süslü bir eserdir.
Büyük bir denizci olduğu kadar büyük bir haritacı da olan Piri
Reis, gezip gördüğü yerler hakkında bilgileri kaydetmiş ve onların haritalarını
çizmiştir. 1511-13 yılları arasında birinci dünya haritasını çizerken seyir
notlarını da bir kitap olarak düzenlemeye başlamıştır. Sonunda, yabancı
kaynaklardan da yararlanarak bu yerlerin tarihî ve coğrafî özelliklerini 1521 tarihinde tamamladığı
Kitab-ı Bahriye'de toplamıştır.
1524
yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı ve sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa, Mısır'a sefer yaparken,
Piri Reis'i de yanına kılavuz kaptan olarak alır. Piri Reis'in sefer sırasında
kendi hazırladığı kılavuzdan yararlandığını fark eden Sadrazam, Piri Reis'ten
eserin temize çekilerek Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmasını ister. Piri Reis,
usta hattatlar ve çizimcilere yaptırılan yeni Kitab-ı Bahriye'sini 1526'da Kanuni'ye armağan
eder.
Ancak 15 Kasım 2005
tarihinde hattat
Fuat Başar tarafından haritanın orijinali üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi
sonucunda, Piri Reis Haritası üzerinde oynama yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Gerek haritadaki yazılar gerekse Kitab-ı Bahriye adlı eserin tüm ciltlerinde
inceleme yapılmış, kitabın tüm ciltlerindeki yazıların aynı kalemden çıktığı ve
yazıların talik kırması tarzında yazıldığı ortaya konmuştur. Yine Piri Reis'in
1513 tarihli Dünya Haritası üzerindeki Osmanlıca yazılar da aynı tarzda, yani
talik kırması ve aynı kalemden çıkmadır. Ancak ilginç olan nokta ise sol
tarafta, Güney Amerika hattı üzerindeki yazılar nesih kırmasıdır ve farklı bir
kişi tarafından yazılmıştır. Usta bir hattat bu farkı görebilir. Ayrıca bu
yazılar alelade kâtip yazılarıdır. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman'a hediye
edilmesi gereken Kitab-ı Bahriye'nin hattat yazısı ile özel işlenmeli olması gerekliyken,
bu özelliğe rastlanmaması da dikkat çekicidir.
Kitab-ı Bahriye'nin 1526 sürümünde Akdeniz
ve Ege'nin 290 haritası
vardır. Bunu izleyen yüzyıl boyunca Kitab-ı Bahriye'nin ilk nüshasından daha da
gösterişli çeşitli kopyaları yapılır. İşlevselliği artsın diye sonraki yıllarda
yapılan kopyalarına Marmara Denizi kıyı ve adaları ile İstanbul
da ilave edilir.
Güzelliği bir yana, bu ikinci sürüm denizcilikle ilgili pek çok
bilgi içerir: Birinci bölümün konuları fırtınalar, pusula, portolan (bir
limanın ya da kıyının bir bölümünün, büyük ölçekte yapılmış haritası)
haritaları, yıldızlarla yön bulma, okyanuslar ve onları çevreleyen kara
parçalarıdır. Ayrıca Avrupalı kâşiflerin seyahatleri hakkında da bilgiler
vardır, bunların arasında Kristof Kolomb'un Yeni Dünya'yı keşfine ve
Portekizlilerin Hint Okyanusu'na seferlerine değinilir.
İkinci kısım, portolan tarzı harita ve seyir kılavuzlarından oluşur. Her
bölüm söz konusu ada veya kıyının bir haritasını içerir. Bu bölümlerden birinci
kitapta 132, ikincisinde 210 tane vardır. Kitab-ı Bahriye'nin ikinci bölümü, Çanakkale Boğazı ile Sultaniye
ve Kilitbahir
kalelerinin anlatımı ile başlar. Ege Denizi
adaları ve kıyıları, Yunanistan kıyıları, Mora Yarımadası, Adriyatik
kıyıları, İtalya
kıyıları, Sicilya,
Sardunya,
Korsika
adaları, Fransa
kıyıları, İspanya
kıyı ve limanları, Kanarya Adaları, Kuzey Afrika
kıyıları, Mısır
ve Nil nehri, Doğu
Akdeniz kıyıları, Girit
ve Kıbrıs,
Anadolu'nun güney ve Ege kıyıları ve adaları, Gelibolu ile Saros Körfezi
anlatılır. Kentlerdeki önemli anıt ve binaların çizimlerinin de yer aldığı
kitapta ayrıca Piri Reis'e ait biyografik bilgiler de bulunur.
Kitapta, Piri Reis, Akdeniz'le ilgili bunca bilginin büyük bir
parşömen üzerine çizmek yerine bir kitapta toplamasının nedenini açıklamış,
elindeki bilgilerin tek bir haritaya sığdırılmasının kullanışsız olacağını
belirtmiştir.
Kitabı Bahriye, Anadolu sahillerinin özelliklerini karış karış veren değerli
bir coğrafya kitabı olarak bugün dahi geçerlidir.
Kitab-ı Bahriye'nin kopyaları
Avrupa'nın çeşitli kütüphanelerinde bulunur. Birinci kitabın suretleri
İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda, Nurosmaniye Kütüphanesi'nde
ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde, Bolonya'da Bibliotheque de l'Universite'de, Viyana'da
Nationalbibliothek'te, Dresden'de Staatbibliotek'te, Paris'te Bibliotheque
Nationale'de, Londra'da
British Museum'da, Oxford'da
Bodlein Library'de, Baltimore'da Walters Art Gallery'de bulunur. İkinci kitabın
suretleri İstanbul'da Topkapı Sarayı'nda, Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa
Kütüphanesi'nde, Süleymaniye Kütüphanesi'nde ve Paris Kütüphanesi'nde bulunur.
Piri Reis Haritası
günümüze kalan, Amerika
kıtasını gösteren en eski haritalardan
biridir. Osmanlı amirali Piri Reis
tarafından 1513'te
çizilmiş olup, Avrupa
ve Afrika'nın
batı kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterir. Aralarında Kristof Kolomb'a
ait bir haritanın da bulunduğu yirmi kaynağı bütünleştirerek hazırlanmış, 16. yüzyıl
Avrupa
ve Müslüman
denizcilerinin coğrafya bilgilerini içeren değerli bir tarihi belgedir.
Bu madde Piri Reis'in birinci haritası hakkında bilgi vermektedir.
Piri Reis 1528'de
Amerika'yı gösteren ikinci bir harita yapmıştır.
Piri Reis, kendisini yetiştirmiş olan amcası Kemal Reis'in
1511'deki ölümünün
ardından Gelibolu'ya çekilip orada bir dünya haritası,
bir de Kitab-ı Bahriye'sini hazırlamıştır. Dünya
haritasını 1513'de
tamamlayıp, 1517
yılında, Mısır’ın
fethinin hemen sonrasındaki günlerde Yavuz Sultan Selim’e takdim etmiştir. Piri Reis
bunun ardından Kaptan-ı Derya (amiral) rütbesine getirilir.
Harita 1929'da
Topkapı Sarayı'nın müzeye dönüştürülme
çalışmaları sırasında keşfedilir ve hâlâ oradadır. 1954 yılında yayımlanan En
Eski Amerika Haritası adlı kitabında Afet İnan
haritanın kenar notlarının, Osmanlı Türkçesinden yeni harflere çevirilerini
yayımlamıştır.
Amerika'yı gösteren günümüze kalmış antik haritalar arasında Piri
Reis'inkinden daha eski birkaç başka harita vardır. Bunlardan Cantino'nun 1502'de, Nicolo Caveri (Nicolo de Canerio)'nun, 1504-1505'de basılmış,
Amerika'yı Asya'nın bir uzantısı olarak gösteren haritaları sayılabilir. Öbürü,
1507'de basılmış Martin Waldseemüller'in haritasıdır. Bu harita
Cannerio'nun haritasından kaynaklanmıştır ama Amerika'yı Asya'dan ayrı bir kıta
olarak gösterir ve onu ilk defa "Amerika" olarak adlandırır. Piri
Reis kendi haritası için kullandığı kaynaklar arasında Kristof Kolomb'un
haritası olduğunu belirtir ki bu muhtemelen Kolomb'un 1498'de çizdiği haritadır.
Ancak Kolomb'un 1498 haritasının ne aslı ne de kopyaları bulunabilmiştir.
Harita, 9 Kasım 1929'da
Topkapı Sarayı'nda sarayı müzeye dönüştürme
sırasındaki envanter tespit çalışmaları sürerken tesadüfen bulundu. Alman bilim
adamı Adolf Deismann (1866-1937), dönemin Milli Müzeler Müdürü Halil Ethem Eldem'in
kendisine verdiği parçaları inceleyip düzenlerken eline geçen harita takımının
içindeki folyoyu o sırada İstanbul'da bulunan ve Türk denizciliği hakkında
uzman olan Alman bilim adamı Paul Kahle'ye göstermişti. Eserin Piri
Reis'in ilk dünya haritası olduğunu teşhis eden Paul Kahle oldu.
Prof. Kahle, harita ile ilgili inceleme sonuçlarını 1931 yılında 18.
Doğubilimleri Kongresi'nde sundu.[2]
Haritanın üzerindeki notları Hasan Fehmi Bey
latin harflerine aktardı. Türk Tarih Kurumu başkanı Yusuf Akçura'nın
1937 tarihli 'Piri Reis
Haritası' adlı kitabında haritayı yayımladı. Cumhurbaşkanı Atatürk, haritayı Ankara'ya getirtip
bizzat inceledi ve devlet matbaasında çoğaltılmasını sağladı.
Haritanın kayıp parçalarını arama çabası sırasında Topkapı Sarayı
Müdürü Tahsin Öz tarafından dünya haritası olduğu sanılan bir başka Piri Reis
haritası bulunmuştur.
Harita ceylan
derisi üzerine çizilmiş, 900 x 600
mm boyutlarındadır. Ortaçağ
haritalarından sıkça rastlanan portolan tarzında yapılmıştır, yani enlem ve boylam çizgileri
yerine anahtar noktalarda yönleri gösteren pusula gülleri ve bunlardan ışınsal
olarak yayılan yön çizgileri vardır.
Kenarlarda açıklayıcı nitelikte çeşitli notlar vardır. Notların
bır kısmı tutsak edilmiş Portekiz ve İspanyol denizcilerin ifadelerine
dayalıdır. Notlarda Yeni Dünya’nın yerlileri, hayvanları, bitkileri, madenî
zenginlikleri ve diğer ilginç özelliklerine değinilir. Ayrıca, gösterilen
yerlerde bulunduğu rivayet edilmiş hayvan veya hayalî yaratıkların resimlerini
de gösteren harita, toplam dokuz renkle çizilmiştir.
Kenar notlarından birinde bu haritanın batıda Kristof Kolomb'un
keşfettiği yöreler, doğuda da "Çin, Hint ve Sint" bölgelerini
gösterdiğini yazar. Sağ kenardaki notlarının bazıların yarım cümlelerden
oluşması bu haritanın daha büyük bir dünya haritasının sol yarısı olduğunu
gösterir; öbür yarısı kayıptır.
Notlardan bir diğerinde "İşbu haritayı Kemal Reisin
biraderzadesi unvanile müştehir Piri ibni Hacı Mehmet 919 senesi muharreminde
[yani 1513
senesi 9 Mart
ile 7 Nisan
arasında] Geliboluda tahrir eylemiştir" yazar. Kenar notlardaki
bilgilerin bir kısmı Piri Reis'in daha sonra yazdığı Kitab-ı Bahriye'sinde
de aynen yer alır.
Çizimde Batı Avrupa, Batı Afrika ve Güney Amerika'nın doğusu
kolayca tanınabilir.
Atlas Okyanusunda Kanarya Adaları,
Kap Verde
Adaları ve Azor Adaları'nın konumları doğrudur ama biraz orantısızdırlar.
Avrupada Fransa ve İber Yarımadası iyi çizilmiştir. İber
Yarımadası'nda gösterilen dört nehirden üçü Tagus, Guadalkivir ve Ebro olarak
tanınabilir, ancak bu nehirlerin yukarı kısımlarında hatalar vardır.
Afrika kıtasında Senegal,
Gambia
ve Guinea,
ve Fildişi Sahili'ndeki Sassandra nehirlerini tanımak mümkündür. Nijer Nehri'nin
kaynağı olarak, Sahra Çölü'nde görünen göller vardır.
Kuzey Amerikanın
ayrıntıları, gerçek ayrıntılarına hiç uymamaktadır. Hispanyola
olarak adlandırılan ada, kuzey-güney dogrultusunda çizilip, görünüm olarak
Japonya'nın 15. yy'da bilinen şekline benzer.
Güney Amerikada
Brezilya'nın kuzey kıyıları gerçekle oldukça uyumludurlar. Orinoko
ve Amazon
nehirleri, Trinidad adası kolaylıkla tanınabilir.
Amazon'un denize döküldüğü noktanın açıklarında çizilmiş olan büyük ada ise
gerçekte yoktur. Güney Amerika'nın iç bölgelerinde dağlar görünür. Rio de la Plata
nehri olması muhtemel bir nehrin güneyindeki kıyı ayrıntıları Brezilya
kıyılarıyla çeşitli noktalarda uymaktadır ama kıyı çizgisinin doğrultusu güney
yerine doğuya doğru uzanır.
Varsayımlara göre bu haritanın, bir kısmı Akdeniz'de
ele geçirilmiş İspanyol ve Portekiz gemilerinde bulunmuş olan, yaklaşık 20 haritanın bir
birleşimi olduğu yönündedir. Bunların arasında sekiz 'Caferiye' haritası, dört
Portekiz haritası, güney Asya'ya ait bir Arap haritası ve Kristof Kolomb'a ait
bir Amerika haritası vardır. Caferiye haritaları, çok eskiye dayanan, Abbasi
halifelerinden Me'mun zamanında kopyalanmış olan, Büyük İskender zamanına ait haritalardır.
Piri Reis, haritasının Orta Amerika
kısmının kaynağının Kristof Kolomb olduguna bu satırlarda kendi yazısı olmayan
bir yazıyla: "Bu isimler ki mezbur cezairde ve kenarlarda kim vardır,
Kolonbo koğuştur ki anınla malûm oluna. Ve hem Kolonbo ulu müneccim imiş.
Mezbur hartide olan bu kenarlar ve cezireler kim vardır, Kolonbonun hartisinden
yazılmıştır.
Piri Reis haritasının Kristof Kolomb haritasından kaynaklandığının
önemli bir delili, Küba'nın
yokluğudur. Kristof Kolomb seyahatnamelerinde Küba'nın bir ada değil, kıtanın
uzantısı oldugunu yazmıştır ve Piri Reis haritasında da Küba bu şekilde
gösterilir.
Notlarda "Antilya" olarak değinilen Karayipler
hakkında çeşitli bilgiler verilir. Bir kenar notunda adı geçen "İzle de
Spanya", (günümüzde Dominik Cumhuriyeti ve Haiti'nin bulunduğu) Hispanyola
adasına karşılık geldiği anlaşılabilse de, bu kenar notunun yanındaki adanın
şekli Japonya'ya
benzemektedir. Macellan'ın
seyahatlerinden önceki dönemde Atlas Okyanusu'nun batı kıyısında Asya olduğu
kanısı yaygındı. Çin'e
varmak amacıyla yola çıkan Kristof Kolomb'un yanına Uzak Doğu Asya haritaları
almış oldugu rivayeti ülkemizde çok meşhurdur, bu Kolomb'un Doğu Asya
kıyılarını gösteren haritalara kendi keşfettiği yerleri eklemiş olması
muhtemeldir. Haritanın bu bölgesindeki pek çok kıyı şekli Asya'nın doğu
kıyılarına karşılık gelmektedir.
Karayipler'in çiziminde Piri Reisin iki haritadan yararlandığı
anlaşılabilir. Sancuvano Batisdo adı iki farklı ada için (biri günümüz Porto Riko'sunda
bulunan San Juan Bautista, öbürü Küçük Antiller'de yer alan Santa Maria de
Guadalupe) kullanılmıştır, ayrıca Virgin Adaları
iki kere çizilmiştir
Güney Amerika'nın içerlerinde görülen dağlar Caneiro haritasında
da görüldüğünden dolayı, Piri Reis’in kaynaklarından biri muhtemelen onun türevlerindendir.
Brezilya kıyıları konusundaki kenar notunda bu kıyıları kazara
keşfetmiş Portekiz kâşiflerin ayrıntılı anlatılarından yararlandığını belirtir.
Söz konusu kaşif şüphesiz 1500’de Hindistan’a
giderken Brezilya'yı
keşfeden Pedro Alvares Cabral'dir.
Haritadaki bazı yörelerin kaşiflerin Ceneviz
Cumhuriyetili olduğuna dair övücü ifadeler bulunması, ayrıca Kristof
Kolomb'dan onun İtalyanca'da kullanılan adı olan 'Kolombo' olarak bahsetmesi
Piri Reis'in Cenevizli kaynaklardan da yararlandığına işaret eder.
Piri Reis haritası 1960'lı yıllarda bazı bilim ötesi teorilere
ilham kaynağı olmuştur. Charles Hapgood, Piri
Reis'in haritasındaki Güney Amerika'nın güney ucundan doğuya doğru olan
uzantıyı, 16. yüzyılda henüz varlığı bilinmeyen Antarktika
kıtası olarak Avrupa'ya tanıtmıştır. Bu kara parçasının haritada buzlu
görünmemesi, Sahra çölünde ise göllerin görünmesi yüzünden Hapgood, Piri
Reis'in kullandığı kaynaklar arasındaki bir haritanın, dünyanın on bin yıl
önceki, ikliminin günümüzden çok farklı olduğu, bir dönemine ait olduğunu öne
sürmüştür. İddiaya göre Piri Reis, tarih öncesi çağlarda yaşamış bir
medeniyetten kalma bir haritadan ya da uzaylılardan yararlanmıştır. Erich von Daniken
ise Tanrıların Arabaları adlı kitabında, Piri Reis haritasındaki bazı
şekil bozukluklarını açıklamak için, uzaylı bir medeniyetin uzaydan çektiği
dünya fotoğraflarından yararlanılmış olduğunu iddia etmiştir.
Haritada Güney Amerika kıyılarının doğuya doğru dönmesinin bir
açıklaması, Güney Amerika'nın doğru çizilmesi halinde haritanın üzerine
çizildiği kıymetli ceylan derisinde ona yer kalmayacağıdır. Bu görüşe göre Piri
Reis, haritaya bir ekleme yapıp onun güzelliğini bozmaktansa Güney Amerika kıyılarını
haritasının alt kısmına kaydırmıştır. Böyle bir görüşteki anlamsızlık, sınırlı
bir deriye çizilen haritanın, istenilse daha küçük yapılabileceği ve de Güney
Amerika' nın da harita da gerçek görüntüsüne kavuşabilmesi gerçeğidir. Hâlbuki
dünyayı gerçek halinde düşünecek olursak (küre) ve de resmini çekecek olursak
Güney Amerika'nın kürenin kenarına gelmesi halinde Piri Reis'in haritasındaki
gibi bir görsellik kazandığını görürüz.
Ayrıca Piri Reis haritasının orijinal nüshalarının kenarlarına
kendi yazı biçimi olmadığı belli olan ve yeni yazılmış olduğu anlaşılan
"Kristof Kolomb dan yararlandığını belirten yazılar" ve haritaların
üzerinde yemek lekelerinin dahi bulunması Adile Ayda nın dikkatini çekmiş ve bu
konuda tereddütler ortaya konulmuştur.
Kesin olarak bilinmelidir ki Kristof Kolomb Amerika’yı
keşfetmemiş, varmış olduğu Bahama adalarını Asya Kıtasının parçası
zannetmiştir. Ayrıca unutulmaması gereken en önemli husus Kristof Kolomb'un
Harita bilimci değil Tüccar olduğu gerçeğidir. Bunun yanı sıra Amerika
Kıtasının haritalarını çizmediği gibi elindeki kendi ülkesinin haritaları dahi
yaşadığı zaman a göre büyük hatalarla dolu olması ve Piri Reis in
Haritalarındaki Antarktika Kıtası hakkında hiçbir bilgisinin bulunmaması, Piri
Reisin, Kristof Kolomb un haritalarını eline geçirdiği yönündeki söylentilerin
tutarsızlığını apaçık ortaya koymaktadır.
Osmanlı
Amirali Piri Reis'in
1528'de çizdiği ikinci
dünya haritasından günümüze kalan parça, büyük bir haritanın kuzeybatı
köşesi olup, Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını, Florida'yı,
Kanada'nın
kuzeydoğu köşesini, ve Grönland'ı gösterir. Piri Reis in Kanuni Sultan Süleyman'a armağan ettiği
haritanın bu parçası, Piri Reis'in 1513'te
çizdiği ilk dünya haritasıyla beraber halen Topkapı Sarayı'nda bulunur.
Ceylan derisine 8 renkli olarak çizilmis haritanın parçası 69 x 70 cm ebatlarındadır. Bu
harita da birinci harita gibi portolan tarzında, dört büyük, iki de küçük pusula gülü
çizilerek yapılmıştır. Kenar notlarından biri bu haritanın Piri Reis tarafından
yapıldığını belirtir. Diğer kenar notları çesitli açıklayıcı bilgiler içerir.
Grönland'ın güneyinde görünen, Kanada'daki
Newfoundland, "Terra Nova", Labrador da "Baccalao" isimleri
ile gösterilir ve buraların Portekizliler tarafından keşfedildiği yazılıdır.
Terra Nova 1500'de
Portekizli
Carl Real, Labrador da 1501'de kardeşi Miguel Real tarafından keşfedilmişlerdir. Orta Amerika
hizasında bir notta karadan giderek okyanusa ulasmayı amaçlayan bir kâşiften
söz edilir. Bu muhtemelen 1513'de
karadan Büyük Okyanusa ulaşan Portekizli Balboa'dır.
Piri Reis'in ikinci dünya haritasında adalar ve kıyılar son
keşiflere dayalı olarak çizilidir. Birinci haritasında Porto Riko'da
gösterilen San Juan Batisto, bu
haritada Florida'da
gösterilmiştir. Kristof Kolomb'un hatalı haritasından etkilenmiş
olan birinci haritasının aksine, bunda Bahama, Antiller,
Haiti
ve Küba
oldukça doğru çizilmişlerdir. 1517
ve 1519'da
keşfedilmiş olan Yukatan ve Honduras
yarım adaları da mevcutturlar. Küba
"Isla di vana" diye adlandırılmıştır. İlk haritada olmayan Yengeç Dönencesi bu haritada (enlemi biraz
hatalı olarak) çizilmiştir. Piri Reis bunu "Gün uzadısı" olarak
adlandırıp yanına "Bu hat gün gayet uzadığı yere işarettir"
yazmıştır.
Piri Reis bu haritasında keşfedilmeyen yerleri beyaz bırakarak,
kenar notlarında bunları bilinmediği için çizmediğini belirtir. İlk
haritasından daha büyük ölçekli ve gelişkin olan ikincisi, teknik olarak
döneminin en ileri örneğidir.
Şerafettin GÜÇ Araştırmasıdır.
Emekli Öğretmen
Karamanoğulları Tarihi
Araştırmacısı Yazar