YENİ BİR BİLİNÇALTI OLUŞTURMAK ELİMİZDE
Sevgili İKEV POSTASI Okurları;
Her çocuğun iyimser doğduğunu ama ergenlikten sonra karamsar olduğunu söylüyor bilim adamları. Çocuklarımıza ne yapıyoruz ki onları karamsar hale getiriyoruz? Anne karnından başlayarak doğduğumuz andan itibaren dış dünyadan milyarlarca mesaj alırız, bilinç altımız kaydeder onları. Sıkı durun, onsekiz yaşına kadar ancak yirmi olumlu mesaj yükleniyor bilinçaltımıza. Diğer mesajlar ise olumsuz mesajlar. Bu kadar olumsuz mesaj yüklü bilinçaltımızla karamsar olunmaz da ne olunur?
Beni derinden etkileyen bir cümleyi paylaşmak istiyorum Liberetto'nun yazarı W.S.Gilbert'ten: “Kendime ait ne zavallı fikirlerim olduğunu tahmin bile edemezsiniz; ve bunların ne kadar azını hakkettiğimi”. En çok kendimize kızarız, en çok kendimize küseriz ve çoğu zaman yerden yere vururuz kendimizi ve kolay kolay affetmeyiz. Oysa başkalarına karşı, kendimize karşı olduğumuzdan daha nazik ve daha yardımsever davranırız. Ne yaman çelişki değil mi? Kendimize, başkalarına ve hayata dair inançlarımızı ailemizden, arkadaşlarımızdan ve dış dünyadan aldığımız mesajlar şekillendirir. Belirli bir düşünce tarzında düşünmeye koşullandırılırız ve bu düşüncelerle yoğruluruz. Sanırız ki bu düşünceler tamamiyle bize ait, onları değiştirirsek başka biri oluruz. Aslında onlar bize yüklenen kayıtlarımız, yani BİLİNÇALTIMIZ.
Hiçbir anne-baba çocuğuna kötülük yapmak istemez. Keza çevremizdeki yakınlarımız, öğretim gördüğümüz eğitim kurumları bizleri iyi yetiştirmek için çabalarlar. Ancak, sahip olamadığımız bir şeyi başkalarına veremeyiz. Dolayısıyla onlara kızmak çözüm değildir, bilmiyorlar, bilselerdi yaparlardı diyorum. Geçmişimize takılmak yerine çözüm üretmek ve uygulamak en doğru yoldur.
Bizler hayatımızın kontrolü elimizdeyse güven duyarız ve yaşamaktan haz alırız. Ama yaşam kontrolümüzü başkalarının eline verdiysek bize sadece arkamıza yaslanıp uzaktan seyretmek kalır. Siz de yaşamınızın kontrolünü elinize almak ve kendi istediğiniz yaşamı kurmak istiyorsanız, ilk adım olarak bilinçaltınıza neler yüklendiğini tesbit etmekle başlayabilirsiniz yolculuğunuza. Tabi ki bir davranışı değiştirmek, olumsuz düşüncelerin yerine olumluları koymak ve olumsuz inançları aşmak bir süreçtir ve zorlukları vardır. Bunu birebir yaşayan biri olarak en iyi bilenlerdenim. Eğer kararlıysanız, eski halinize dönmek istemiyorsanız sizi kim durdurabilir ki?
Çoğu zaman kendimiz hakkında olumsuz şeyler düşünürüz. Kendimizi değersiz, kötü, aptal, sevimsiz ve güzel hissetmeyiz çoğu zaman. Temel inançlarımız yani ÇEKİRDEK İNANÇLA RIMIZ, başarısız, kötü ve değersiz olduğumuzu hissetiren kendimiz hakkında vardığımız sonuçlardır aslında..
Onlar bize yüklendiler, çalışmaya başladılar ve sanki bilgisayarın arka planında sürekli çalışan ve bilgisayarımızı yavaşlatan virüslü programlar gibi bizi de yavaşlatan programlar oldular. Neden bilgisayarımızı yavaşlatan programları temizlemede geç kalmıyoruz da, bizi yavaşlatan,motivasyonumuzu tüketen ve engelleyen ÇEKİRDEK İNANÇLARIMIZ için hiç bir şey yapmıyoruz? Yanıt çok basit, kendimizle yüzleşmekten korkuyoruz da ondan.
Siz kendinizle yüzleşerek, olumsuz düşünce ve davranış kalıplarınızı farkedip, onları silerek yerlerine olumlu düşünceler yükleyip olumlu davranış kalıplarına dönüştürmek istiyor musunuz? Kendinizle yüzleşmeye hazır olmak için şunları yapın: sevdiğiniz bir müziği açın ve şöyle rahat bir yere oturun. Üç kere, dörde sayarak gerçekten derin bir karın nefesi alıp içinizde dörde kadar tutun ve sekize kadar saya rak yavaşça verin nefesinizi.Ve samimi olarak kendiniz sorun: ”Gerçekten değişmek istiyor muyum? KENDİ GERÇEK ÖZÜM'e ulaşmak ve kendi istediğim hayatı yaşamak istiyor muyum? Yanıtınız evet ise değişime yolculuğunuz ilk kıvılcımı almıştır. Ateşlemeyi sürdürmek tamamen sizin kararlılığınıza bağlıdır. Bu ilk kararınızı ve değişim için alacağınız kararları yazacağınız bir KARAR DEFTERİNİZ olsun.
Winston Churchill şöyle diyor: ”Kötümser her fırsatta bir güçlük,iyimser her güçlükte bir fırsat görür.” İyimser ve kötümser arasındaki fark ancak bu kadar iyi anlatılabilir. Bazı araştırmacılar, iyimserlik ve kötümserliğin genetik olduğunu söylerken, günümüze yakın yapılan araştırmalar da iyimserle rin daha avantajlı olduğunu gösteriyor. Herkes de bilir ki kötümserlik oldukça yorucudur ve enerjimizi tüketir. Ve iyi haber de, kötümserliğe mahkum olmayacağımız ve iyimserliğin öğrenilebileceğidir.
Ben iyimserlik yolculuğumu, karamsar olmaktan bıktığıma karar vererek başlatmıştım. Sevgili dostlar bu ilk adımımızdır değişim ve dönüşüm için. KENDİ GERÇEK ÖZÜNÜZ'e ulaşmak için yapacağınız yolculuğunuz aynı zamanda sizi karamsarlıktan iyimserliğe dönüştürecektir. Sadece güçsüz yanlarınıza odaklanma alışkanlığınızı bırakıp güçlü yanlarınıza odaklanmayı, yani bardağın dolu tarafına bakabilmeyi nefes almak kadar otomatikleştireceğiniz zor ama keyifli bir süreçtir. Bunu eski bir karamsar söylüyor, yabana atmayın derim.
Gelecek yazımda başlattığınız değişim ve dönüşüm sürecinde KENDİNİ SEVME ve KABUL ETME üzerinde duracağım.
Sevgiyle bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle…
Sevgi KARACA
Yaşam Tasarım Uzmanı
Çin Yüz Okuma Sanatı Uzmanı
Karakter Analisti
"DÜZELTEBİLECEĞİN TEK ŞEY KENDİNSİN"
http://sevgikaraca.org/
http://mutlulukdiyeti.net/
https://twitter.com/SevgiKaraca